Hoş olmayan görünümleri ile halk arasında "karafatma" olarak da bilinen ve birçok bayanın kabusu olan hamamböcekleri, evlerimizde genellikle banyo gibi nemli alanlarda yaşar. Geceleri, tehlikenin olmadığı zaman diliminde aktifleşerek beslenmeye çıkan bu eklembacaklılar, çoğunlukla  açıkta bıraktığımız yiyeceklerimize ortak olurlar.  Sebze ve meyve özsuları ile beslenmeyi sevdiklerinden geceleri genellikle mutfaklarımızda gezinir, bunun yanında gelişmiş duyarga sistemleri yoluyla açıkta bırakılan besinleri kolaylıkla bularak, tüketirler.


Gündüzleri yuvasında uyuyarak geçiren ve geceleri aktifleşen hamam böcekleri, ‘ısırma’ yolu ile insana direk zarar vermemekte ve insan kanı emmemektedir. Ancak özellikle açık bırakılan yemekleri yemek, yemekler üzerinde gezinmek ve kıyafetleri kemirmek gibi dolaylı yollarla insanlara çok sayıda hastalık mikrobunu bulaştırabilir ve hatta taşıdıkları hastalık mikropları ile insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olabilirler. Bu hastalıkların başında sarılık, verem, dizanteri gelmektedir. Ayrıca bu böceklerin üzerinde gezindiği yiyeceklerin tüketilmesi insanda çok ciddi derecelere varan gıda zehirlenmelerine yol açmaktadır.

Hamam böcekleri açıkta kalan yiyeceklerimizi tüketirken  bıraktıkları salya, dışkı ya da yumurta ile insan sağlığını çok ciddi olarak etkilerler.  Öldüklerinde dahi yumurta bırakmaya devam edebilen bu zararlı haşerelerin üzerinde dolaştığı tabak, çanak, bardak gibi eşyaları kullanmak da tehlikelidir. İnsan sağlığı için tehlikeli bir haşere türü olarak çok hızlı ve çok fazla ürerler, bu sebeple hamamböceği ile mücadele oldukça zordur ve mümkün olduğunca erken başlamalıdır.

İnsanı ısırarak kan emmemeleri sebebiyle ‘zararsız’ canlılar olarak bilinse de dolaylı yollarla bulaştırabilecekleri hastalıklar konusunda uyanık olmak, bilgilenmek ve hiç vakit kaybetmeksizin evimizdeki hamam böcekleri ile uzman desteği alarak mücadele etmek sağlığımız açısından bir zorunluluktur.